Bursa Ruhunu Duymak

Bursa Ruhunu Duymak
.
.

 

Biliriz ve hep duyarız. Bazı şehirlerin ruhu vardır. Yüzyılların izini taşırlar bugüne. Bu cümle şehrin diline de pelesenktir çoğu zaman. Bursa ruhu ve ruhu olan şehrimiz Bursa. Gönül erenleri ile daha çok yükselir sesi, ruhu olan diğer şehirlerin arasından.

Peki, ne demektir bu? Zihnimizin biraz da ezberine düşmüş bu cümleyi, gelin yeniden birlikte hatırlayalım.

Bursa! Bithinya’dan Prusya’ya, Prusya’dan Bursa ya ne çok medeniyetle hemhal olmuştur. Bu şehir için, savaşlar barışlar yapılmıştır. Roma da, Bizans da ve Tekfurluklar da. Ya bir keşişin kalbinde, ya bir sultanın himmetinde, ya da bir erenin engin gönlünde erimiş bu savaşlar. Anlatır bize bunu tarih taa ilk yerleşimden beri. Manastırlarıyla, kiliseleriyle, mescit ve camileriyle. En çok da dört kapılı hisarıyla. Her kapısından ayrı ayrı dinleriz bu şehrin kuruluşunu. Bazen gözlerimiz dolarak, bazen gönlümüz coşarak. Bazen de Karanmanoğulları Beyliği’nin Ulu Camii de çıkardığı yangının ateşini duyarak. Bazen de bir tekfur güzelinin, bir şehzadenin gönlüne nasıl Nilüfer olduğunu dinleriz taa Nicea’dan İznik’e.

Döndüğümüz her yönden bir ses duyarız tarihten. Adımladığımız her sokaktan. Bazen Somuncu Baba’nın ekmek kokusunu duyarız. Yetişmek istercesine kayboluruz sokaklarına. Sonra soluklanırız Emir Sultan’ın ab-ı hayat sunan çeşmesinin başında. Kana kana su içerken buluruz kendimizi. Ohh! derken,  çifte kurnadan akan ve Emir Sultan’ın bu şehir için ettiği duaların karıştığı serin suyunda.

Başımızı kaldırıp, kelam-ı kadimin zarif bir hatla yazıldığı ebede yazılmış kitabesi, başucunda yükselen servileri, er kişi gibi duran mezar taşlarıyla konuşuruz. Ve duyarız Yıldırım’ı. Niğbolu için kılıç kuşandığı hutbesini. Yıldırım hemen o gün işaret eder sanki Hızır’ın Bursa’ya yaklaştığını. Minareleri Selçuklu atasından alır ve yükseltir gözünde arşı alaya. Der ki Niğbolu’dan dönmek kısmetse, minaresindeki ezanı ve cemaati o günden bugüne zaferin bahtiyarı olsun dilerim. Sonra bu niyetler ve dilekler Üftade’nin sesinden hakikate karışır Hızır’ın huzurunda. O gün unutmamıştır Üftade. Taa bugün de gelecek olan misafirlerini “Bu ulu mabedin kapısından giren bugünün feyziyle feyizlensin, makbul olsun duaları…” vesselam.

Rukiye Özdemir

YAZARA AİT DİĞER SON 10 MAKALE